Gölcük Haber Gazetesi çalışanlarından Serap Çelik Durukan ve İHA Muhabiri Enes Azmak İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Ercan Gülsuyu’ndan 2016-2017 Eğitim Öğretim yılında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün Gölcük ‘te eğitim öğretim adına neler yaptığı hakkında bilgiler aldılar. Sıcak bir atmosferde geçen söyleşinin ayrıntıları:

Serap Çelik Durukan: Sayın Müdürüm Eğitim ve Öğretim ile ilgili genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Ercan Gülsuyu: Bizler eğitim ve öğretimi çift kanatlı bir kuş misali ayrı düşünmüyoruz. Bir öğrencinin akademik başarısı; sınıf geçmesi ve ders başarısı için önemli ise doğru, saygılı ve dürüst bir insan olması da o kadar önemlidir. Sadece sayısal değerler verebildiğimiz akademik başarıya odaklı bir okul ortamı, hayalini kurduğumuz bir anlayış değildir. Bizlere 15 Temmuz’u yaşatan zihniyet, akademik olarak başarı çıtasını yakalamış ancak insanlıktan nasibini alamamış bir topluluktan oluşmaktaydı. Oysa bizim hedefimiz; insan olabilme onuruna ve gururuna sahip aynı zamanda kritik ve analitik düşünebilen, çalışkan olmayı meziyet sayan başarılı insanlar yetiştirebilmektir. Biz buna “ Hayat Başarısı” diyoruz. Önemli olan bu başarıyı yakalayabilmektir.

Enes Azmak: Sayın Müdürüm bu yıl Gölcük akademik başarı noktasında ne durumdadır. Ortak sınavlarda alınan sonuç nedir?

Ercan Gülsuyu: Gölcük’ümüzün ortak sınavlarda aldığı sonuç gerçekten yüzlerimizi güldürmektedir. TEOG 1 ve 2 sınavlarının genel değerlendirmesine bakarsak ilçemizin başarısı hem Türkiye ortalamasının hem de Kocaeli ortalamasının üzerindedir. Her iki sınavın genel değerlendirmesinde il birincisi olmamız bizlere gerçekten mutluluk verdi. Tabii ki bu mutluluğu bizlere yaşatan tüm öğrencilerimize başta teşekkür ediyorum. Bu başarı kolektif bir çalışmanın, bir sinerjinin ürünüdür. Yani görünen kahramanlarının yanında görünmeyen kahramanları da barındırır. İşte o görünmeyen kahramanlarımıza okul yönetimlerimize, öğretmenlerimize ve çocukları üzerinde titreyen annelerimize, velilerimize teşekkür etmek istiyorum.

Serap Çelik Durukan: Sayın müdürüm, Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü pek çok farklı proje ile gündeme gelmekte. Bu projelerden biraz bahsedebilir misiniz?

Ercan Gülsuyu: İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak okullarımızın da katkısıyla kendi kurumsal bünyemizde yapmış olduğumuz projeler yanında Gölcük Belediyemizle yapmış olduğumuz “Gölcük’te Öğrenci Olmak” projesini ilk olarak sayabiliriz. Uzun zamandır devam eden bu proje, içerisinde pek çok alt başlığı barındırmaktadır.

Okur-yazar buluşması, hızlı okuma ve anlama kursu, kariyer günleri, kültürel geziler, üniversite gezileri, geleneksel çocuk oyunları, canlı resim çalışması, dil panayırı, sportif faaliyetler… vb. pek çok alt başlıkta belediyemizle birlikte çalışma içerisindeyiz. Bu çalışmaların her biri yoğun bir mesai ve gayret gerektirmektedir. Bizler önceden de belirttiğimiz gibi eğitimi çift kanatlı bir kuş olarak gördüğümüzden okulların sadece öğretim yuvası olmadığını savunuyoruz.  Çocuklarımızın sosyal ve sportif aktivitelerde görev ve sorumluluk alabilen,  kendine güvenen, karar verebilen, değerlerine bağlı birer birey olabilmelerini amaçlamaktayız. Bunun için de okulların aynı zamanda bir eğitim yuvası olduğunun altını çizen projelerde de farklı kurumlarla işbirliği içerisinde olmak istiyoruz.

Müdürlüğümüz, eğitim ve öğretimi bir bütün olarak düşünmekte olup birini diğerine feda edebilecek bir anlayışa sahip değiliz.

Enes Azmak: Sayın müdürüm, bu yıl Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Değerler Eğitimi Projesi adı altında çok farklı ve yoğun çalışmalar yaptınız. Bunlar hakkında bizlere bilgi verebilir misiniz?

Ercan Gülsuyu: Değerler Eğitimi, bizi biz yapan değerlerimizdir. Bu denli farklı coğrafyaya sahip, bu denli farklı kültürel etnik insan rengini içinde barındıran bu toprakların insanlarını birbirine kardeşlik duygusu ile bağlayan şey, mayasında hoşgörü ve karşılıksız sevginin olduğu değerlerdir.

Bizler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Değerler Eğitimini başlı başına müstakil bir proje olarak ele aldık ve okullarımızda işledik. Bu çalışmaları yaparken ana paydaşlarımız olan Kocaeli Üniversitesi, Gölcük Belediyesi ve Gölcük Müftülüğümüz ile birçok çalışmada bir ve beraber olduk.

Birinci dönem okullarımızda 15 Temmuz sürecini de göz önünde bulundurarak “Vatan Sevgisi ve Fedakarlık” konusu ele aldık. İkinci dönem ise birinci dönem çalışmalarımızı da destekleyen “Birlikte Yaşama Kültürü ve Kardeşlik” konusu tüm okullarımızca işlendi. Okullarımız; yeri geldi Doğu’daki asker ağabeylerine mektuplar ve hediyeler gönderdi yeri geldi engelli bir kardeşine akülü sandalye aldı. Bazen Suriye ve Halep’e TIR’lar kaldırdı, bazen de içimizdeki muhacir kardeşlerimize erzak yardımı yaptı. Bu çalışmalarda emeği geçen tüm okullarımıza bir kez daha sizin aracılığınız ile teşekkür ediyorum, bu başarı onların.

Değerler Eğitimi Proje çalışmalarının ikinci kısmı Gölcük Belediyesi ile Gölcük Vizyon 2023 Projesi adı altında yürüttüğümüz ve içerisinde Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin de olduğu çalışmalardır. Burada İlahiyat Fakültesi öğretim görevlileri; öğretmen, öğrenci ve velilerimize çok farklı konularda konferanslar verdiler. Bu konferanslar önümüzdeki eğitim öğretim yılında da devam edecektir.

Değerler Eğitimi Projesinin üçüncü etabında ise Gölcük Müftülüğümüzle birlikteydik. Ana okulundan liseye kadar her kesimden öğrenci, öğretmen ve velimize hitap etmek istedik. “Ayak İzi” adını verdiğimiz çalışma ana okulu velilerimizi; “ Seçmen Gerektiğinde Önce Namaz” ilkokul ve ortaokul öğrencilerimizi; “Gönül Kazanma” adını verdiğimiz çalışma ise lise öğrencilerimizi kapsamaktaydı.

Ramazan ayında ilkokullarda hayata geçirdiğimiz ve unutulmaya yüz tutan geleneksel değerlerimiz- den biri olan “TEKNE ORUCU” çalışması ise Değerler Eğitimi Projesinin finali oldu. Sahura kalkan çocuklarımızın öğlen ezanıyla patlattığı balonlar tüm yurtta yankılandı. Değerlerine bağlı Gölcük halkının, velilerimizin ve öğrencilerimizin neşeli dakikalar yaşadığı bu etkinlik çocuklarımızın hafızalarından inanın ki çıkmayacak ve bu hatıra akla her geldiğinde yüzde tatlı bir tebessüm, hafızada hoş bir anı bırakacaktır.  

Serap Çelik Durukan: Sayın müdürüm söyleşimizin sonuna gelirken uzun bir tatile giren öğrencilerimize ne söylemek istersiniz, tavsiyeleriniz nelerdir?

Yıl sonu tatilimiz gerçekten çok uzun, önce bununla başlayabilirim. Farklı ülkelere baktığımızda yaz tatilinin bu kadar uzun olmadığını görmekteyiz. Toplamda bizler kadar tatil yapmaktalar fakat tatili dilimlere bölmüşler, bu kadar uzun değil. Bu kadar uzun olması öğrencinin yıl boyu almış olduğu bilgiyi unutmasına neden olmakta, tekrardan okula geldiğinde o bilgileri bir kez daha öğrenmek zorunda bırakmaktadır.

Değerli öğrencilerime vereceğim tatil tavsiyelerim ise şunlardır. Hem yapmamaları hem de yapmaları gerekenlerden bahsetmek istiyorum.

Değerli öğrencilerim, gerçek yaşamdan kopmayın, bu ne demektir şimdi dediğinizi duyar gibiyim. Gerçek yaşam; suyuyla, doğasıyla, kurduyla, kuşuyla yaşayan canlı hayat demektir. Arkadaşlarınızda çim sahada top oynadığınız, bazen düşüp elinizi, dizini çizdirdiğiniz; bisikletlere binip dağ bayır dolaştığınız, tertemiz havasını ciğerlerinize çekip akarsuyunda ellerinizi yıkadığınız; akşam olduğunda eve geldiğiniz yorgunluktan sırt üstü yatıp yıldızları seyrederken uyuyakaldığınız gerçek yaşamdan bahsediyorum. İşte bu yaşamdan kopmayınız. İster cep telefonunun ekranı kadar küçük isterse dev ekranlı bir televizyon kadar  büyük olsun sizleri bir odaya bir koltuğa zincirleyen sanal yaşama mahkum olmayınız. Sizlerin hayallerinizin sınırı ve gerçek yaşam küçücük ekranlara sığmayacak kadar geniş ve anlamlıdır.

Değerli öğrencilerim, gayesiz, hedefsiz bir yaşam yelkenleri rüzgarla dolmuş ancak rotası olmayan bir gemiye benzer. Hangi sulara açılacağını bilemeden bir akıntıdan diğer bir bu akıntıya doğru savrulur gider. Bu geminin durumuna düşmemek için hayatınızı anlamlı hale getirecek bir “hayat hedefiniz” olsun. Gelin bu yaz tatilinde kendimize uygun bir spor dalı belirleyelim ve hayatımız boyu bu sporu yapalım. Fiziksel gelişmemizin yanı sıra kolektif bir çalışmanın içerisinde olmanın mutluluğunu yaşayalım. Birlikte çalışmanın ve birlikte kazanmanın hazzını ve gururunu yaşayalım. Bu yaz tatili bunun için bir fırsat olsun.

Herhangi bir spor dalı ilginizi çekmiyorsa belediyelerimizin de düzenlediği kültürel kurslara yöneliniz. Satranç, ebru, halk oyunları, drama… vb kurslar sizler için düzenlendi ve sizleri bekliyor. Belki de hayatınız boyunca çalacağınız bir gitarın, neyin, sazın temellerini bu yaz tatili atacaksınız. Göreceksiniz ki herhangi bir farklı meziyetiniz sizleri diğer arkadaşlarınızdan ayıracak ve “bir bilen”  durumunda olup parmakla gösterileceksiniz.

Bunları yaparken “Oku” emriyle başlayan ve okumaya çok önem veren yüce dinimizin kitabını, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek için Diyanet İşleri Başkanlığımıza bağlı yaz kuran kurslarına devam edip Kur’anı Kerim okumayı öğrenip hayatımıza tatbik etmek için çaba sarf edebilirsiniz.

“Bir lisan bir insan, iki lisan iki insan.” sözünden yola çıkarak bir yabancı dil öğrenme belki de yaz için tam bir fırsattır. Bir dil milyarlarca insana ulaşabilmenin kapılarını sizlere açmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in 19 yaşında 6 yabancı dili nasıl öğrendiğini düşünürsek belki de İstanbul’un fethini de bir nebze doğru bir biçimde anlayabilir, küçük yaşlarda dil öğrenmenin de önemini kavramış oluruz.

Bu saydıklarımızı birini veya birkaçını yaparken mutlak yapmamız gereken şey kitap okumaktır. Kitap okumak hepsinden bağımsız olup belirli bir zamana ve mekana sığdırılamaz. Yapmanız gereken şey ilginizi çeken, size hitap eden, yaşınıza uygun kitapları tespit etmeniz ve bunları temin etmeniz. Kitapların dünyasına daldığınız zaman göreceksiniz ki zamanın ve mekanın bir önemi kalmamış. Kitabın dünyasında, romanın kahramanlarıyla birliktesiniz, bazen de kahraman sizsiniz, romanda nefes alıp veriyorsunuz.

İşte değerli öğrencilerim, bu uzun yaz tatilinde cep telefonu, tablet ve bilgisayar ekranlarından bağımsız ne kadar geniş, uçsuz bucaksız bir dünyamız varmış. Bu dünya nefes alıp verdiğimiz, minibüse binip gittiğimiz, yağmur altında ıslandığımız, kışın kızaklara binip kaydığımız dünya… İşte bu yaz evlerimizden çıkarak hayatın içine karışalım, ve gerçek dünyamızda sanal değil gerçek mutlulukları yakalayalım.